BELİRSİZLİK

bilmiyorum nasıl yaptım nasıl başardım görmeye hatta aynı şehirde olmaya katlanamaz ken şimdi evimde oda yetmezken dün onu bi çocuk gibi soydum yıkadım elbiselerini  giydirdim bi çocuk gibiydi saçlarını kuruttum bunları nasıl yaptım nasıl dokundum ona 3 gündür aynı evde 2 yabancı gibiydik konuşmaya başladı birden bire duş boyu anlattı ben onu yıkadım saçlarına şampuan sürdüm o konuştu halbuki  13 yıldır hiç bu kadar kelime dökülmemişti aramızda sular yılların kırgınlığını da mı aldı götürdü. hayır götüremez ben istesem o istese artık midem istemez ben her gece kan kusarken onun ve oğlunun bana nasıl acılar yaşattığını hatırlarken yok hayır hiç bişey unutulamaz midem unutturmaz öyle çok istiyorum ki unutmayı eskisi gibi olmayı onu ilk tanıdığımda nasılsam öyle olsam artık geceleri dayanılmaz ağrılarla uyanmasam uyumaktan korkmasam herkes uyurken ben yerlerde sürünmesem ben onun yüzünden oğlunun üç maymunu oynaması yüzünden 20 yaşımda kan kusmaya başladım . Hep bi tarafım yarım artık ben ne tam bi anneyim ne tam bi ben .. beni böyle paramparça yapmışken şimdi evimde 3. bi çocuk gibi ona bakmam için..                                                  bakıyorum da Allah veriyor sabrı galiba tüm öfkeme nefretime rağmen bakıyorum sesimi çıkarmadan şimdi bi bakıyorum da daha düne kadar sen ne desen haklısın diyen eşim gene başladı 3 maymunu oynamaya zaten süperdir bu konuda annesine bakıyorum hizmet ediyorum öyle mutlu ki dün bana artık annem hep bizim le yaşasın dedi ne söyleyeceğimi bilemedim annesi evet 13 yıldır bana yapmadık kötülük bırakmayan annesi sağlığımın katili annesi diğer oğluna güvenip bana istediği gibi küfür edip hakaret etme hakkını kendinde bulan annesi ve şimdi güvendiği oğlu istemiyor onu attı evinden anlamış değilim eşimi tamam annen dir. o senin keşke zamanında bu kadar 3 maymunu oynamasaydın da bu kadar sarpa sarmasaydı herşey şimdi bi çizgi çekip nasıl teklif ediyorsun bunu bana zaten kabul ettim evime Allah rızası için o bana taş değil kaya atsa da ben acıdım 80 yaşındaki bi kadının terkedilmesine peki şimdi ne olacak annesi kendine kesin bi  yer istiyormuş artık ya eltim de ya bizde kalmak istiyormuş( diğer oğlu  değil onu artık sıraya koymuyor 3 erkek kardeşten en güvendiği en sevdiği tek biricik oğluna gitmiyor gidemiyor artık )

    şimdi ne olacak ömrü boyunca bizde yaşasa benim ömrüm bitecek zaten yedi bitirdi gençliğimi hayır desem  
bu defa alıp evine yapa yalnız bırakırlarsa onu bu defa vicdanım beni bitirecek ne demem lazım bilmiyorum tek bildiğim her türlü  zarardayım.

KUYUCAKLI YUSUF (3.kitap)

yeni yazarlara benzemiyor Sabahattin Ali.                           Reşat  .Nuri Gültekin kitabı okur gibiydim azda olsa yazma tarzları  benziyor kitabın içinde bolca eski Türkçe dediğimiz kelimeler kullanılıyor yusuf un kadersizliği çocukluğundan belli aslında kitabı bitirdiğimde bi Türk filmi izlemiş gibi hissettim kendimi  sonra pc den baktım ki zaten kitabın filmi  yapılmış çok Türk filmi izlerim aslında ama ''Kuyucaklı Yusuf ''u izlemedim iyi ki de izlememişim kitabı okumak bu kadar güzel olmazdı her halde örneğin Zülfi Livaneli'nin ''mutluluk ''kitabını okudum ardından filmi yapıldı ben filmini izlemedim kitabı okumak yetmişti şimdi denk gelirsem ''Kuyucaklı Yusuf'yu izler miyim bilmiyorum .
   Hep söylüyorum ya sonu kötü biten hiç bi şeyi sevmiyorum bu romanda da muazzez ölmeseydi zavallı yusuf hayatında bi mutlu olsaydı fena olmazdı ama tüm olanlardan sonra mutlu olabilir miydi onuda bilmiyorum .Şimdi bi kaç gün gene dinleneceğim ve yeni kitaba başlayacağım yeni bir hayatın içinde hemen kahramanların yanı başında onlara bakıyor olacağım .
         Kitap okumayı seviyorum

EVDEKİ HESAB

 olanlara inanamıyorum artık öyle bir yerdeyim ki üzüleyim mi sevineyim mi bilemiyorum .    ayaklarım geri geri gidiyor istemiyorum memleketime gitmeyi incinmekten korkuyorum işin aslı beni bekleyen abuk sabuk şeylerden öyle korkuyorum ki bir bucuk senedir görmediğim annemi babamı görme hissi daha bu korkumu bastıramıyor .öyle güçlü bir kabukla kapladım ki etrafımı beni kimse incitmesin o krizlere geri dönmeyeyim diye ama bu hafta anladım ki benim kabuğum istanbul 'un insanlarına göre gitsem memleketime zayıf kalır kırılır orda başa dönerim biliyorum .
   olmuyor gitmiyor ayaklarım umut 'un da arabada yapacakları iyice geriyor beni kaç gündür midem ağrıyor halim yok kanım çekilmiş gibi geziyorum .dün eşim aradı biletleri ayırttırdı ardından yarım saat   geçti annem aradı doktoruna gitmiş adam annemi istememiş resmen geçen hafta yatışı kabul etmediği için posta koymuş babama .
babam geçen hafta doktorun yanında ''senin bi şeyin yok hadi eve ''dediği için adam da bu defa aynı lafı o söylemiş anneme ''senin bi şeyin yok evine gidebilirsin benim  sözümü dinlemeyen kişiyi hasta olarak istemem kendine başka doktor bul'' demiş  eee ne olacak şimdi eşime iznini iptal et annem yatış anınca al dedim adam güldü bana öyle kolay değil bu işler çocuk oyuncağımı dedi annem çok nazik vede rica eder şekilde ''sen gel genede ''dedi tamam dedim . bakarız dedim .

   işler sapa sardı ne yapmalıyız ben zaten istemiyorum gitmeyi ama umut öyle bi alıştırdıki kendini her gün uyanıp hadi gidelim anneanneme der oldu kıyamıyor ona ama biliyorum ki onun hevesi 2 saat  .2 saat sonra ben vaz geeçtim eve dönelim diye tutturacak  bu gün de gün boyu umut u ikna etmeye çalıştım oğlum gitmeyelim seni de abini de gezdiririm söz dedim yook ikna olmadı akşam oldu en son aklıma tuvalet olayı geldi bak otobüste çişin gelirse ne olur dedim bi an düşündü ilginçtir ama kabul etti gitmeyelim  otobüslerde tuvalet yok dedi şimdi bu kararımız anneanneye anlatmaya geldi aradım gelmesek anne dedim inanılmaz bi şekilde anlayışlıydı şaşırdım ''sen bilirsin kızım ''dedi sitem etmedi keşke etseydi kapadım telefonu . istediğim oldu peki neden huzurlu değilim mutlu değilim neden hala içimi kemiren canavar yerinde duruyor ah anne ahh keşke kızsaydı diye düşündüm durdum bu vicdan azabını çekmezdim en azından .   anladım üzüldü kırıldı yapacak bi şeyim yok anne anla ne olur ben kendi kendimin doktoru olmak için o kadar çok uğraştım ki ben iyi olmak için o kadar çok acı çektim ki anla anne korkuyorum ruhumu koruyamamaktan  çünkü orası akrabalarım dolu her kesin ayrı bi sesi çıkacak önce sen ve babam konuşacaksınız neden gelmediğimin hesabını vereceğim her kese neden  neden neden bir sürü neden hepsi büyüklerim cevab veremeyeceğim ruhum her soruda her hesab sormada biraz daha kanayacak affet anne ben hazır değilim henüz..                           eskisi gibi olamam çocuklarıma o kabusu yaşatamam tekrar olmaz iyileştim tekrar hastalıklı günlerime dönemem ..

bende isterdim seninle babamla bir hafta geçirmek huzur dolu sevgi dolu dönmek evime ama biliyorsun hiç bir zaman olmadı ben hiç bir zaman huzurla dönmedim evime memleketime her gidişim panik atak krizlerine dönüşüm oldu. olmaz anne ben çocuklarıma söz verdim bi daha panik atak krizlerim olmayacak söz verdim anne umarım anlarsın bi gün beni üzgünüm annae

HASTALIK HASTASI

Hafta sonu memleketime gidiyorum o kadar çok dua etmiştim ki aslında 'Allah ım ne olur bi sebeb çıkarıpta beni gitmek zorunda bırakma 'diye ama korktuğum başıma geldi annem hasta yanında olmak zorunda hissediyorum kendimi evlat olarak görevimi yapmalıyım ne kadar kalbim kırgın olsada oraya gitmek ne kadar zor gelsede gitmeliyim.
  eşim izin aldı o barış la evde kalcak biz umut la gideceğiz umut deyince dahada ürperiyorum gecen yılki yolculuğum geliyor aklıma ve ondan önceki kabustu resmen umut 10 saat boyunca durmadan ağladı inmek istiyordu otobüsten ya şimdi ne yapacak gidiş kararını aldığımdan bu yana midem ağrıyor iyi değilim son bi umut bekledim belki kardeşlerim derki ''abla sen o kadar uzaktan gelme biz daha yakınız biz ilgileniriz ''diye ama nerde erkek kardeşim asla eşini alıp getiremez o kadar bencil bi kadın karısı kardeşime de kızamıyor ne yapsın kaderinde o kadın varmış bide çocukları oldu yolunu nasıl ayırsın umarım zamanla bırakır bu bencilliğide insan olur gelin hanım .kız kardeşim desen aradım onu bu gün ondan bi umut bekleyerek yok oda kendince bulmuş ''abla sen git annem hastaneden çıkmaz sa sonra ben giderim ''dedi bende evet öyle yap dedim ben sadece bi hafta kalabilir kendinizi ayarlayın dedim .

 ayaklarım gitmek istemiyor memlekete hiç bi hazırlık yapasım yok umut yüzünden vede gecen seneki yaşananlar yüzünde ee artık kaçamıyorum herkes eteğindeki taşları döksün bakalım annem de iyi olur inşallah ama onlar karı koca  böyle yaşamaya devam ederlerse daha çok hasta olurlar babam o kadar inatcı ki annemin şeker hastası olduğunu ayaklarında morarma olduğu halde kabul etmiyor gecen hafta doktor eve gitme yatış yapalım demiş babam yok yok senin hastalığım psikolojik abartıyorsun ne yatışı hadi eve demiş  pes diyecek söz bulamıyorum babama işte oda böyle biri  
  biz çocukkende babam hiç sevmezdi bizi doktora götürmeyi kış geldiğinde  babam kasalarla portakal,limon,greyfurt,mandalina alır kuru yemişlerden ceviz üzüm fındık taşır eve ''bak iyi beslenen hasta olmaz ''derdi öksürsek kızardı hiç değişmedi ona göre can hep boğazdan geldi ama asla genetik hastalıklarımız olacağını aklına getirmedi cahil miydi aslında değildi bilgili adamdır babam ama neden öyle düşünür halen anlamış değilim aa bide  bi sözü vardır ''siz hasta değilsiniz kendi kendinizi hasta ediyorsunuz ''  

   ah baba ah

KARGAŞA

hayat ne acayip beni ne hale getiriyor anlamış değilim bazen başıma gelenlerde ilahi  bi olay arıyorum okul açıldı her şey aynı kendini beğenmiş çekmece sultan ları bir bir döküldüler sokağa düğüne gider gibi kimisi ,kimisi de temizlik yapıyormuş gibi geliyor okula hep beraber çocuklarımız bekliyoruz ben hangi sınıfa giriyorum belli aslında düğüne gider gibi değilim benim ilk tercihim rahat olsam yeter okulun ilk haftası güzel bir hediye aldım i dostumdan bi mektup en son erkek kardeşim den almıştım mektup yıllar sonra güzeldi okudum gözlerim doldu mektupta acı şeyler yazmıyordu aslında ben beni çok az tanıyan birinden böyle temenniler duymaktan elkilendim sanırım bide kitap vardı mektubun yanında arkadaşım kitaplarını  göndermişti okumam için oda ayrı bi hüzün verdi bana .

  kardeşlerime bile kendimi anlatamamış ken onun güveni gözlerimi doldurdu epeydir içimde olmayan duyguları  hissettim tekrar özel olduğum duygusu yani sahi ben özel biri oldum mu hiç  epeydir değildim gerçekten kalbim kırık küskündüm insanlara bi umut doğdu içimde yeniden bana umut veren dostum seni tanıdığım için mutluyum ara sırada doğru kararlar verdiğim için bi an kendimle gurur duydum evet iyi ki varsın arkadaşım

8 HAFTA 8 KİTAP (CEM SULTAN )

geçen hafta serenad ı okudum ardından cem sultanı okumaya karar verdim oldum olası osmanlı devletiyle ilgili kitapları sevmişimdir .bunuda büyük bir istekle okumaya başladım ama malisef hayal kırıklığına uğradım  .yabancı bir yazarın gözünden zaten olsa olsa böyle anlatılır osmanlı adam övecek helal olsun bizim kileri hizaya soktu diyecek değil ya aslında iyikide okumuşum bu kitabı ne çocukca dır ki tüm dünyanın osmanlı devletinin başarısını taktir ettiğini düşünüyormuşum  bu yüzden hayal kırıklığına uğradım zaten .

  yazar sanki bi sabah çok erken kalkmış canı sıkılmış ''dur ben şu osmanlı prensi cem sultan ı hayatını yazayım neydi neydi aman neyse sallayım gitsin '' demiş bi çırpıda bu romanı yazı vermiş adamın kitabı potlarla dolu .nerden başlasam bilmiyorum .

    önce dikkatimi çeken bi ayrıntıdan başlayım ee cem sultan fatih in oğlu tabi yazar önce biraz fatih sultan mehmet ten bahsetmiş kitabın başında ama komşusunu kıskanan kıskanç bi kadın gibi girmiş lafa ''fatih boyu çok kısa bi adammış o kadar kısaymışki kişik sorunları varmış feth ettiği yerlere boyunu dert ettiği için gitmiyormuş ''  neyse başlıyor cem sultan dan bahsetmeye cem sultan ise akşama kadar av peşinde çoşan akşam arkadaşlarıyla alem yapan bi ayyaş kardeşi beyazıd ta onu aratmıyor onun içinde hacı hoca ayağına yatan bi afyoncu diyor onun içinde ecdadımıza yapılan hakaret bitmiyor kitabta adam o kadar cahilce yazmış ki cem sultan ın osmanlı topraklarına dönmesine CEM TÜRKİYE YE GERİ DÖNDÜ diye yazıyor pes vallahi .
  öğrenmek güzel  şey yanlışı ve doğruyu ikisini de bileceksin ki sınırların olsun bu kitabı okuduğum iyi oldu yani